Kompulsif Kumar Bozukluğu Nedir? Kumar Bağımlılığı Nasıl Tedavi Edilir?
AYİM benzer bir kararında; yine askeri hizmetle hiç ilgisi olmayan bir emre aykırı davranmayı disiplin tecavüzü kabul eden disiplin amirinin takdir yetkisine müdahale etmemiştir. Kanaatimizce bu disiplin cezası da “sebep unsuru” yönünden yok hükmündedir. Kanaatimizce bu karar gerekçesine de katılmak mümkün değildir. Kararda AİHM kararının kişisel olduğu, muhatabının da idari makamlar olduğu, AİHM kararına dayanılarak yargısal denetim yapılamayacağı belirtilmektedir. Halbuki oda hapsi cezasının kişi özgürlüğünü sınırlayan bir ceza olduğu sonucuna, sadece AİHM’nin yorumu ile değil, AsCK’nun 19., 21. Maddelerindeki açık düzenlemeler ile ulaşılmaktadır. İç hukukumuz oda ve göz hapsi cezalarını hürriyeti bağlayıcı ceza olarak kabul etmiştir. Maddesi gereği Sözleşmeye aykırı şekilde özgürlüğü sınırlanan kişilerin mahkemeye başvurma hakları bulunmaktadır.
- Örneğin, disiplin amiri, bir subaya disiplin tecavüzünden dolayı oda veya göz hapsi cezası verebileceği gibi, uyarı veya aylıktan kesme cezası da verebilir; disiplin kabahatinde ise, sadece oda veya göz hapsi cezası vermek durumundadır[91].
- Söz konusu uyuşmazlıkta, bayram iznine giderken arkadaşının kullandığı özel araçta kaza geçiren davacı “gece araç kullanmaktan” dolayı cezalandırılmıştır.
- Ancak disiplin amiri, mevzuata uygun karar verdiği sürece ayrıca kişisel olarak tarafsız olup olmamasının bir önemi yoktur.
Başka bir dikkat çekici kararda; astsubay olarak görevli olan davacı, sicil belgelerinin Bilgi Edinme Hakkı Kanunu gereğince kendisine gösterilmesini talep etmiş, talebinin reddi üzerine Bilgi Edinme Kuruluna dilekçe ile müracaat etmiştir. Disiplin amiri tarafından, Kurula müracaat dilekçesine Askeri makamlarca verilen hizmete özel gizlilik dereceli red yazısını eklemesi disiplin tecavüzü kabul edilmiş ve üç gün oda hapsi ile cezalandırılmıştır. Maddedeki hususları kapsamamasını[764], davalı olarak ilgili Bakanlık yanında cezayı veren disiplin amirinin de davalı olarak gösterilmesini[765], dilekçe reddi sebebi olarak görmektedir. Fıkrasında “Silahlı Kuvvetler Mensupları ile hakimler ve savcılar hakkındaki hükümler saklıdır.” şeklinde bir düzenleme öngörülmüştür. Temel hak ve özgürlüklerin disiplin cezalarına karşı korunmasını sağlayan en etkili önlem yargısal başvurulardır. Bütün idari işlemler gibi, disiplin cezaları da yargı organının denetimine tabidir. Disiplin cezalarının yargısal denetime tabi olması, hukuk devleti ve kanuni idare ilkelerinin doğal sonucudur[675]. İtiraz üzerine kendine gelen dosyayı inceleyen üst Disiplin Mahkemesi üç gün içinde kararını verir. İtirazı haksız görürse gerekçesi ile birlikte reddeder. Eğer itirazı haklı görürse; davanın esasına hükmeder, yani ilk disiplin mahkemesi gibi sanık hakkında karar verir.(m.35) Eğer soruşturmanın genişletilmesine karar verirse; ya soruşturmayı bizzat kendi yaparak karar verir ya da dosyayı soruşturulması gereken hususları içeren kararı ile birlikte hükmü veren disiplin mahkemesine gönderir. Hükmü veren disiplin mahkemesi, üst disiplin mahkemesince gerekli görülen soruşturmayı yapıp dosyayı üst disiplin mahkemesine tekrar gönderir. Bunun üzerine üst disiplin mahkemesi kararını verir.
Anayasal düzenlemenin yapılış şekli esas alınırsa, Anayasa koyucunun, Anayasa’nın üstünlüğü ilkesinin gereği olarak AİHS’ye Anayasal değer veya Anayasa üstü konum vermek istemediği sonucu çıkmaktadır[484]. Yukarıda belirtildiği üzere AİHS’ne Anayasa üstü değer veren ve çatışma halinde AİHS’nin uygulanmasını ileri süren görüşler de bulunmaktadır. AİHS sadece taraf devletlere yönelik taahhütleri ihtiva etmemekte, bundan öte, birlikte yerine getirilmesinde yarar görülen objektif nitelikte yükümlülükler de öngörmektedir. Bu nedenle, insan hakları ihlallerine yönelik olarak etkili ve ortak bir denetim sistemi öngören ve objektif karakterde bir metparibahis[461]. AİHS, bu özelliği ile, ulusal menfaatler arasında karşılıklı bir uzlaşma sağlayan klasik uluslararası andlaşmalardan da ayrılmakta ve ulusal hukukta “doğrudan uygulanırlık” niteliği kazanmaktadır[462]. Diğer bir ifadeyle AİHS, ulusal makamlar tarafından ayrı bir işleme gerek bulunmaksızın doğrudan uygulanabilmektedir[463]. Doğrudan uygulanabilmenin bir sonucu olarak bir iç hukuk normuyla çatışması ve bu çatışma halinde hangi normun ihmal edileceği sorunu ortaya çıkmaktadır.
Devlet memurları, resmi sıfatlarının gerektirdiği itibar ve güvene layık olduklarını hizmet içindeki ve hizmet dışındaki davranışlarıyla göstermek zorundadırlar (657 SK m.8/1). Çünkü Devlet memurları, resmi sıfatları nedeni ile Devleti temsil etmektedirler. Bu suçta korunmak istenen hukuki yarar, memuriyet sıfatının itibar, güven ve saygınlığıdır[225]. 657 SK’nun “Tarafsızlık ve Devlete bağlılık” başlıklı 7. Maddesi de Anayasaya paralel bir düzenleme getirmiştir. Kurumun huzur, sükûn ve çalışma düzenini bozan siyasi veya ideolojik hareketlerin adli açıdan suç teşkil etmesi gerekmez. Maddesinin (E) fıkrası altındaki Devlet memurluğundan çıkarılmayı gerektiren fiiller, ceza hukuku anlamında suç oluşturup oluşturmamasına göre belirlenmemiştir. Maddesinde, Devlet memurlarının kamu hizmetlerini aksatacak tarzda memurluktan kasıtlı olarak çekilmeleri veya görevlerine gelmemeleri veya görevlerine gelmelerine rağmen, Devlet hizmetlerini ve işlerini yavaşlatma veya aksatma sonucunu doğuracak hareketlerde bulunmaları; 27. Daha önceki açıklamalarımızda da belirttiğimiz gibi TSK’da çalışan Devlet memurları, amirlerinin verdiği konusu açıkça suç oluşturmayan tüm emirleri yerine getirmek ve verilen görevleri yapmak zorundadırlar[213]. Bu yükümlülüklerini kasten yerine getirmemeleri halinde, bu suç oluşabilir[214]. Daha önceki açıklamalarımızda belirttiğimiz gibi, Devlet memurları, müracaat ve şikâyet hakkına sahiptirler.
Askeri Yüksek İdare Mahkemesi oda hapsi disiplin cezasının iptali istemiyle açılan bir davada bu görüşü benimseyerek AİHS ile iç hukuk çatışmasının, yasa – sözleşme çatışması değil Anayasa – Sözleşme çatışması olduğuna oyçokluğuyla karar vermiştir[564]. 477 Sayılı Disiplin Mahkemeleri Kuruluşu , Yargılama Usulü ve Disiplin Suç ve Cezaları Hakkında Kanun ile , As.C.K.’da yer alan “Disiplin tecavüzleri” ve “Disiplin Kabahatleri “ dışında , ayrı bir “Disiplin suçları “ kategorisi yaratılmıştır . Maddede tarif edilmiş[550] ve kanunun oda ve göz hapsi cezası ile cezalandırdığı eylemler disiplin suçu olarak kabul edilmiştir. Kanunun disiplin suçu olarak cezalandırdığı eylemler 47-61/A maddeleri arasında yer almaktadır. Anayasa’nın 72.maddesindeki düzenleme, diğer maddelere göre özel hüküm mahiyetine sahiptir. Hukuk düzenimize göre, her Türk erkeği, askerlik söz konusu olduğunda hem bizatihi kendisi hak ve borç sahibi, hem de devlet ve diğer bireyler karşısında yükümlü konumundadır.
